Deneyim müzeleriyle zamanda yolculuk

Dünyada ve Türkiye’de yükselen bir eğilim bulunuyor. Deneyim müzeciliği, ziyaretçilerine ana müzeyi gezmeden önce geniş bilgi ve tarihin içinde yer alma olanağı sunarak, zamanda yolculuk yapma hissi veriyor. Efes Antik Kenti ve Ayasofya’yı deneyim müzeciliğiyle deneyimleyerek zamanda yolculuk yapma hissini sizinle paylaştık
Sizi bilmem ama çocukluktan bu yana kurduğum hayallerin biri; zamanda yolculuk…

Taş Devri‘ndeki insanların yaşam biçimini, piramitlerin yapım aşamasını, Kleopatra ile Marcus Antonius‘un aşkını, Malazgirt Savaşı‘nı, Osmanlı Devleti‘nin kuruluşunu, İstanbul’un fethiniKurtuluş Savaşı‘nda Atatürk’ün; “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” demesini, Cumhuriyet‘in ilan edildiği anı ve ecdadımın kimler olduğunu görmek, adlarını öğrenmek isterdim.

Ve daha nicelerini…

21 – 22 Nisan 1453’te gemiler; Marmara Denizi’nden Haliç’e, karadan yürütüldü.

Veya

Bin yıl sonrasına gidip; insanların neler yediklerini, neler giydiklerini, İstanbul’un panoramasını görmeyi isterdim.

Hangi hastalıklara çare bulunduğunu, ömür ortalamasının kaç olduğunu, futbol oynanmaya hâlâ devam ediliyorsa; Türk Milli Takımı’nın Avrupa veya dünya şampiyonu olup olmadığını öğrenmek isterdim.

Tabii ki torunlarımın kimler olduğunu da…

Sanıyorum bunlar, hepimizin ortak hayallerinden biri.

Geçmişe gidip o dönemlerdeki yaşamın nasıl olduğunu, tarihi kişileri görmeyi hayal etmek bile bir hayli ilginç, bir hayli heyecanlı.

Geleceğe gidip, hayatta nelerin değiştiğini görmek, birkaç nesil sonraki torunlarımızla tanışma hayali de öyle.

Zamanda yolculuk etmenin, ileride hayalden çıkıp gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini bilemeyiz. Gerçekleşmesi imkânsızlık seviyesinde zor ama vakti zamanında kurulan böylesine keskin bazı hayallerin gerçekleştiğini biliyoruz.

Tıpkı Jules Verne‘nin Ay’a gitmeyi hayal ettiği gibi…

Yorum gönder